Oyun dünyası, bazen bir karnaval alanı gibi renkli, bazen de bir savaş alanı gibi gürültülü olabiliyor. Şimdi ise bahsetmemiz gereken bir durum var ki, bu durum biraz dumanlı ve sulu gözler bırakabilir. Unity, geçen gün bir bomba gibi bir haberle karşımıza çıktı ve bu, gerçekten iç açıcı olmadı. İşten çıkarma haberleri, sanki bir moda akımına dönüştü. Bir bakıyorsunuz bir gün çalışıyorsunuz, ertesi gün ise birden kendinizi işsiz olarak buluyorsunuz. Gerçekten de işten çıkarmalar konusunda artık tecrübeli birer profesyonel gibi görünüyoruz. Haydi gelin, bu seferki durumu daha yakından inceleyelim.
Unity’nin bahsettiği işten çıkarmaların tam olarak ne kadar büyük bir kargaşa yaratacağına bir bakalım. Yüzde 25! Evet, doğru duydunuz, iş gücünün %25’inin sokağa salınacağı söyleniyor. Yaklaşık 1.800 kişi iş arama yolculuğuna çıkacak ve bu da demektir ki, Unity ofisleri bir anda biraz daha sessiz hale gelecek. O ofislerde artık kaç kişi kalacak, Henüz kimse bilemiyor, ama bir tahminim var: “Sakın ‘Sen de çık, ben de çıkayım!’ demeyin.”
Bu kararların neden alındığı konusunda pek çok spekülasyon var. Temmuz 2022’den beri zaten bir dizi işten çıkarma dalgası yaşandı. Sanki werknemers, birlikte bir ikiz kardeşmiş gibi, sürekli birbirlerini izliyorlar. Geçici CEO Jim Whitehurst’ün “şirketin resetlendiğini” söylemesi, aslında biraz ürkütücü değil mi? Bir oyun tasarımcı çalışıyorken, patronların sürekli “reset” düğmesine basması, oyuncular için büyük bir rahatlama sağlamıyor gibi. Bu reset, bazı oyunlarda aman aman bir grafik güncellemesi gibi hissediliyor, ama işten çıkarma konusunda biraz fazla saldırgan bir versiyonu olmalı.
Mart ayı sonuna kadar bu işten çıkarmaların tamamlanacağı belirtiliyor. Merak etmeyin, daha fazla başarılı oyun geliştiren bir Unity değil, sadece daha az çalışanıyla yaşamaya hazırlanan bir yapıya dönüşecek. Geçmişte yeni fiyatlandırma politikasına geçildiği haberini unutmadık. Geliştiriciler isyan bayrağını bükmeye çalıştılar, ama sonuç pek de başarılı olmadı. Sonunda, gelen taleplere karşı bir adım geri atılması gerektiği ortaya çıktı. Ama dikkat, bu durumun ardındaki karar vericilerin yüzünde yine bir gülümseme var olabilir, çünkü onlar zaten işten çıkarılanlarla o kadar da ilgilenmiyorlar.
Artık düşünmeye başladık: Bunlar mı yöneticilik? Yanlış kararlar almak, çalışanların gözüne daha fazla parlamaya çalışmak ve sonuçta eleştirilerin hedefi olmak. Eğer böyle bir CEO iseniz, size pek de şans vermem. Ama umarım en azından bu tarz haberlerle bir daha karşılaşmayız. Geçici CEO Whitehurst, ofis kapatmalarının ve bazı sözleşmelerin iptaliyle büyük bir yeniden yapılanma yaratmaya çalışıyor gibi görünüyor. Ama dikkatli olun, çünkü işleri “yeniden şeklini almak” her zaman olumlu sonuçlar doğurmaz. Belki de bir süre bu alanda daha iyi haberler almayı bekleyebiliriz… veya belki yeni bir “reset” ihtiyacı doğar. Kim bilir?