Kurumumdan ve kişilerden bağımsız fikrimi belirterek başlıyorum: Battlerite muazzam bir oyundu! Alışılagelmiş MOBA türünü kendi tarzıyla yorumlayan Stunlock Studios, ortaya muhteşem bir iş çıkartmıştı. Hayır, ben çürümüş bir çerkez değilim, ama bu oyun bana o kadar keyif verdi ki, sanki yerimden fırlayıp oynayacak gibi oluyordum. Akıcı savaş mekanikleri ve ilgi çekici karakterler, Battlerite’a sık sık dönmemi sağlamıştı. Adeta bir kucağımda hafif bir bebek gibi! Akşam yemeği masasında annemle tartışırken bile, “Bunun esprisi yok, ben yalnızca Battlerite oynuyorum!” şeklinde savunma yapmam kaçınılmazdı. Ama gelin görün ki, tüm bu güzelliklerin üstüne kara çökmüş gibi, oyuncu sayısının çabuk düşmesi, ardından gelen Battlerite Royale fiyaskosu derken, yapımcı ekip kabuğuna çekilmişti. Hayır, o kabuk o kadar kalın ki, içine girince çıkamıyorsun. Çıkabilsen bile, orada sadece peluş oyuncaklar ve garip sesler var. Gerek sosyal medyada, gerekse oyun platformlarında tam bir yankı uyandıran bu dönüşler, resmen Stunlock’ı dondurmuş gibiydi.
Geçtiğimiz yıl ise Stunlock, ilk kez yeni oyunları hakkında ufak tefek bilgiler yayınladı. Bakanlar Kurulu gibi toplantılar yapmanın arefesinde, sonunda V Rising ile ilgili ilk oynanış görüntülerini sızdırdı. Şahsen ben bu oyuna “Vampirli Valheim” demeye karar verdim zira oyun bir “hayatta kalma” oyunu olacak. Evet, vampir olarak hayatta kalmayı deneyeceğiz. Ve düşündüm ki, “Bu işin içine kan, dişler ve belki biraz da gölgeler girerse, neden olmasın?” Açıkçası video içerisinde dikkatimi çeken pek çok detay oldu. Örneğin, V Rising’de sadece etrafa terör yaymak yerine, kendi kalemizi kurup inzivaya çekilebileceğiz. Vampirlerin çeşitli özelliklerini kullanabildiğimiz bu oyun, yine izometrik bir bakış açısı kullanacak. Düşünsenize, bir vampir olarak kendi kalenizi inşa ediyorsunuz. Mümkün olan en güzel gelinlik gibi koşup tüm malzemeleri toplamak yerine, bir inşaat ustası gibi hareket etmek zorundasınız. “Bunu mu yapacağım?!” dediğinizi duyar gibiyim.
Aynı zamanda düşündüm ki, neden bu vampirlerin ofis ortamındaki meslektaşları gibi giyinmesi gereksin ki? Yani sonuçta bir vampir iseniz, pelerin ve dişler dışında ne giyerseniz giyin, sonuçta hala kan içiyorsunuz! Evet, bazen kan almak zorunda kalmak biraz sıkıcı olabilir ama hayat böyle bir şey işte. V Rising’in sonunda, vampirlerin günlük hayatındaki sırlarını keşfedeceğiz ve umarım ki daha fazla vahşetle karşılaşırız. Ve kim bilir, belki de yerel kan bankasıyla işbirliği yaparak günümüz vampirlerine hizmet etmeye bile başlayabiliriz. Şaka bir yana, V Rising, tüm bu kanlı işlerin yanı sıra eğlenceli bir topluluk oluşturmaya yardımcı olacak gibi görünüyor. Oyun alanında herkesin birbirine göz açıp göz kapadığı bir savaşa tanıklık etmek, biraz komik olacak! Bilin bakalım, kimin elinde kimin boynu kalacak?
- Vampirli Valheim konsepti, biraz farklılık katıyor.
- Kendi kalenizi inşa etmek, vampir olmanın en havalı yanıysa, neden bunu çirkin bir çatı ile gerçekleştirmek?
- Vampir mekanikleriyle dolu bir dünya, infaz yerine inşaat!
- Hem terör sal, hem de arkadaş çevrenle eğlen; bu ne zeka değil mi?!
Sonuç olarak, Battlerite kötü bir sonla ayrılırken, V Rising’in umut verici havasıyla yerine geçmiş gibi duruyor. Hayatta kalma becerilerimizi geliştirmek ve bir vampirin çirkin ve komik hayatına dalmak için sabırsızlanıyorum! Hadi bakalım, candan bir vampir olarak en kısa zamanda o kaleyi inşa edip, gece gökyüzünde dans ederken kendimizi kaybetmek, pek de fena bir fikir değil aslında. Vampir hayırlara vesile olsun değil mi? Ya da en azından kaynar bir çay içerek biraz sosyalleşelim!