Vampire: The Masquerade – Bloodlines 2’nin Beklenen Çıkışı ve Seattle’da Geçen Karanlık Macera

Uzun bir süredir ‘Vampire: The Masquerade – Bloodlines 2’yi bekliyoruz ve bu bekleyiş, bir sabah kahvesi içmeden önce yaptığımız o 10 dakikalık çözülemeyen matematik sorusuna benziyor; sıradan bir sabah, ama içinde gizli bir gerilim var. Hatırlayanlar ya da sananlar için, sayılarla oynadığımız bu erteleme oyunu bir noktada cıngar haline geldi. Benim gibi sadece umutla bekleyenler, bu ertelemeleri her duyduklarında “Acaba bu oyun gerçekten mi geliyor?” sorusunun tüylerini ürpertici bir kaygı gibi hissettiler. Ama Paradox, tam bir gençlik kolları toplantısı edasıyla, “Bırakın bunları, oyun geliyor” diyerek bizlere güven vermeye çalıştı. Oyun dünyasında yapılan bu tür ertelemeler çoğu zaman bekleyişin tatlı bir eziyete dönüşmesine sebep oluyor. Her geçen gün, oyun çıkış tarihi bir yana, bizim gelecek hayallerimizden biri haline geldi.

Gerçekten, böyle bir bekleyişin ardından ortaya nasıl bir oyun çıkar, bilemiyorum. Vay be, düşünsenize! İki yıllık bekleyiş sonucunda oyun içinde kaybolursak, o zaman kimse bize “Daha bir ay bekleyemedin mi?” demez, değil mi? Şimdi, serinin ruhu ve beklentileri ile nasıl bir harman yaratılacağını tartışırken, içten içe “Keşke zaman yolculuğum olsa da geleceği görebilsem” diye geçiyor aklımdan. Ekim ayında, nihayet beklediğimiz o olay gerçekleşecek ve oyun gerçekten çıkacak mı, göreceğiz. Bu hayalin bazı hayalperestleri üzebilir, ancak benim gibi umutlu olanlar için hayalin devam etmesi, gerçekliğe dönüşme ihtimalinin yüksek olduğu anlamına gelmekte.

Dün geceki Gamescom Açılış Gecesi Programı’nda, Bloodlines 2’nin adı geçince bir anda bütün salonun enerjisi yükseldi. Hatta bazıları “Çıkış tarihi mi, yeni bir erteleme mi?” diye heyecanla beklerken, tüm gözler ekrandaydı. Ve sonunda, nihayet çıkış tarihi ilan edildi! Heyecan dorukta! Seattle’a yapacağımız bu yolculukta, güç mücadelesinin ortasına dalacağız. Ama burası sıradan bir yere benzemiyor, dostum! Hangi vampirlerle dost olacağız, hangileriyle karşı karşıya geleceğiz, Seattle’ın geleceğini nasıl şekillendireceğiz, tamamen bize kalmış. Her seçimin sonrasında karanlık bir dünyada kaybolmaya hazır olun. Fragmanda gördüğümüz o iki farklı zaman dilimi, gündüz Phyre ile modern Seattle’ı keşfederken, geceleri ise Fabien ile 1920’lere dalmamıza olanak tanıyacak. Buradan çıkaracağım ders, uyku günlerinde geç değilse de; 1920’lerde bir gece gezmesinin ne kadar eğlenceli olabileceğidir!

The Chinese Room’un bu çıkışı nasıl bir iş çıkaracağını merak ediyorum. Vamos, heyecan dolu bir yolculuğa çıkacağız. Bloodlines 2, beklentileri karşılayacak mı bu sorunun yanıtını 21 Ekim’de tahmin ettiğimizden çok daha iyi bulacağız. Şimdi hep birlikte bu macerayı bekleyip göreceğiz. Kıssadan hisse, sabır zor bir erdemdir, ama müdahale edemezsek eğlence dolu bu oyun gecesine hazırlıklı olmalıyız!