Marvel Sinematik Evreni’nin en son harikası olan WandaVision, izleyicilere sıradan bir sitcom havasıyla başlıyor gibi görünse de, arka planda dönen olaylarla tam bir zihin bükme seansı sunuyor. İlk iki bölümde, Wanda ve Vision’ın klasik Amerikan ailesi gibi görünmelerinin yanı sıra, izleyicilerinin kafasını karıştıran pek çok sır da gizleniyor. Ne de olsa, Vision bir robot ve Wanda ise sihirli güçlere sahip bir mutant! Bu ikilinin sıradan bir hayat sürmesi ne kadar mümkün ki? Yine de, dizinin ilk dakikalarında kendinizi eski siyah-beyaz televizyon dizilerinde kaybolmuş gibi hissetmekten kaçamıyorsunuz. Ama hemen korkmayın; çünkü her şeyin bir ardı var ve bu ardı keşfettikçe, dizi sizi bambaşka bir evrene sürüklüyor.
İlk bölümdeki komik diyaloglar ve garip olaylar, klasik sitcom havalarını yansıtsa da, arka planda inceden bir korku ve gizem duygusu var. Biraz daha fazla korku, lütfen! Hemen hemen her sahnede, Wanda’nın gözlerindeki tedirginliği görmek mümkün. Yani, sanki sitcom diyalogları arasında gizli bir mesaj varmış gibi. “Evet, her şey yolunda” derken, aslında “Burada bir şeyler dönüyor!” demek istiyor. Bu durum, izleyicinin içindeki kaşifi uyandırıyor. Çok geçmeden, Wanda’nın gerçekliğini bükme yeteneği ile birlikte, bu komedi tadındaki dizinin gerçek yüzü ortaya çıkıyor.
Dizi ilerledikçe, Wanda’nın bu gerçekliğin farkında olduğunu anlamak, izleyiciyi daha da meraklandırıyor. İkinci bölümde, Vision’ın “motorunu bozması” ile yaşanan komiklikler, biraz olsun durumu yumuşatsa da, Wanda’nın bilinçaltındaki çığlıkları duyabiliyoruz. “Beni kurtarın!” diye bağıran hayaletler, ne yazık ki sitcom kahkahaları arasında kaybolmuş gibi görünüyor. Ve işin en ilginç yanı, Wanda’nın bu gerçekliğe sıkı sıkıya tutunma çabası. Bu, sanki “Beni burada bırakmayın! Ben burayı seviyorum!” demek gibi. Ancak, izleyici olarak biz, bu evrende her şeyin çok mantıklı olmadığını biliyoruz.
House of M çizgi romanını okuyanlar, Wanda’nın en büyük hayalinin çocuk sahibi olmak olduğunu bilir. Ama ne yazık ki, Vision’ın robot olması bu hayali oldukça absürt hale getiriyor. Yani, bir robotla çocuk sahibi olmanın nasıl mümkün olacağını düşünmek bile başlı başına bir muamma. Ama Wanda, gerçekliği bükme yeteneğiyle bu durumu değiştirebilir. İkinci bölümde, eski dönemlerde “Çocuk ne zaman geliyor?” baskısı altında, Wanda’nın içsel çatışmaları gün yüzüne çıkıyor. Bu noktada, izleyici olarak gözlerimizi dört açmalıyız çünkü bu, dizi için yeni ve çılgın bir evrenin kapılarını aralıyor.
WandaVision’ın devamında bizleri neler bekliyor? İlk iki bölüm belki çok fazla olay barındırmıyor gibi görünse de, atılan her senaryo tohumu ilerleyen bölümlerde büyük balıklara dönüşebilir. Vision’ın, “Ben burada ne yapıyorum?” sorusunu sorması ve arka planda Wanda’yı kurtarmak isteyen bir güç olduğunu keşfetmesi kaçınılmaz. Bir yandan da, Hydra’nın sinsice dizinin her anında belirmesi, izleyicinin aklında bir soru işareti bırakıyor: “Acaba bu gerçekliğin ardında Hydra’nın mı parmağı var?” İkinci sezonda “Wanda bunu sana kim yapıyor?!” sorusunun sorulması, izleyicilere başka bir gerilim katmanı ekliyor. Yani, aslında her şeyin pek de normal gitmediğini anlıyoruz.
WandaVision, MCU’yu Nasıl Etkiler? Zaten bu dizinin sonunda Dr. Strange 2’ye bağlanacağını biliyoruz ve bu, izleyiciler için oldukça heyecan verici bir durum. Her bölümde yeni bir çağa geçiş yaparken, renkli ve hareketli sahnelerle karşılaşmak kaçınılmaz. 90’lar dizilerinin renkli dünyasına adım atarken, Marvel evreninin kapıları da yavaş yavaş açılıyor. Fantastik Dörtlü veya X-Men gibi karakterlerin diziye dahil olması, izleyicileri daha da heyecanlandırıyor. Ya da belki de Ghost Rider gibi daha farklı karakterlerin tohumları atılabilir.
Marvel Sinematik Evreni’nin ilk dizisi olan WandaVision, klasik bir sitcom gibi görünse de ardında büyük bir hikaye barındırıyor. Bu dizinin kalanı için sabırlı olmak, bizi sürprizlerle dolu bir yolculuğa çıkarabilir. Sonuçta, MCU severler için bu dizi, bulunmaz hint kumaşı. Ve belki de Wanda’nın gerçekliğiyle oynaması, izleyicilere unutulmaz anlar yaşatacak. O yüzden, WandaVision’ın kalan bölümlerine gözünüzü dört açarak yaklaşın; çünkü sonunda hepimizi şoke edecek bir deneyimle karşılaşabiliriz.