Birçok kişi için ilginç bir durumdur ki, Wonder Boy’dan esinlenmesine rağmen Adventure Island, daha fazla ilgi toplayan bir seri olmayı başarmıştır. 1986 yılında arcade salonlarına adım atan ilk Wonder Boy oyunu, Japonya’da ana karakterin değiştirilmesi ile birlikte Adventure Island (Takahashi Meijin no Bōken Jima) ismiyle Famicom’a taşınmış, bu değişiklik büyük bir başarı elde edince de bağımsız bir seri haline gelmiştir. Zaman geçtikçe Wonder Boy serisi Adventure Island’ın gölgesinde kalsa da, genel olarak çok daha üstün bir seri olarak kabul ediyorum. Özellikle, seride Wonder Boy 3: The Dragon Trap gibi ikonik bir oyunun varlığı bu görüşümü pekiştiriyor.
Wonder Boy Collection, oldukça ilginç bir toplama paketi. Zira, remake’ler hariç serinin 7 ana oyunundan sadece 4’ünü barındırıyor ve bu oyunlar arasında serinin en öne çıkan oyunu olan Wonder Boy 3 yok. Dahası, bu yıl içerisinde serinin tüm ana oyunlarını içerecek olan Wonder Boy Anniversary Collection’ın çıkışı beklenirken, bu paketin amacını anlamakta güçlük çekiyorum.
- İlk Oyun: Wonder Boy
Paketin içindeki ilk oyunumuz, tahmin edebileceğiniz üzere, 1986 yapımı orijinal Wonder Boy. Bu oyunda, süreyle yarışarak meyve topluyor ve alev topları ile düşmanlarla mücadele ediyoruz. Klasikleşmiş bu platform – aksiyon oyunu, hala daha zorluk seviyesini koruyor ve birçok kişi için nostaljik bir deneyim sunuyor.
- İkinci Oyun: Wonder Boy in Monster Land
Serinin ikinci oyunu olan Wonder Boy in Monster Land, Adventure Island’ın platform – aksiyon türünden, aksiyon – RPG yönüne kaymayı tercih etmiş ve bu karar oldukça başarılı olmuştur. Bu oyun, serinin kendi tarzını oturtmaya başladığı önemli bir dönüm noktasıdır. Artık şehirlerde dolaşmak, insanlarla iletişim kurmak, alışveriş yapıp ekipman edinmek ve büyüler kullanmak mümkün hale gelmiştir. Döneminin standartlarıyla kıyaslandığında bu oyunun oldukça amansız bir keyif sunduğunu düşünüyorum.
- Üçüncü Oyun: Wonder Boy in Monster World
Serinin üçüncü etap oyunları arasında atladığımız Monster Lair ve Dragon’s Trap’tan sonra karşımıza çıkan oyun, Wonder Boy in Monster World. Bu oyun, Monster Land’in Sega Genesis platformuna uyarlanmış gelişmiş bir versiyonudur. 16-bit teknolojisinin sunduğu avantajlar ile yeni düşmanlar ve öyküler eklemesine rağmen, oynanışta yenilik arayanlar için pek bir şey sunmuyor. Aynı dönemde çıkan Final Fantasy ve Dragon Quest gibi oyunların gölgesinde kaldığı da bir gerçek.
- En İlginç Oyun: Monster World IV
Paketteki en dikkat çekici oyun ise şüphesiz ki Monster World IV. Bu oyun, yalnızca Japonya’da piyasaya sürüldü ve 2012 yılına kadar resmi İngilizce desteği sunmadı. Bu nedenle, pakette ilk denediğim oyun bu oldu. Aksiyon – RPG formatında olan bu oyunda, karakterimiz Asha’ya eşlik eden Pepelogoo isimli bir dostumuz bulunuyor. Bu canavarı kullanarak kısa mesafelerde uçabiliyor, gizli alanları keşfedebiliyor ve çeşitli nesnelerle etkileşime geçebiliyorsunuz. Oynanışın renklenmesini sağlayan bu özellikler, oyunu oldukça keyifli hale getiriyor. Ayrıca, bazı zindanların büyüklüğünün 16-bit bir sistem için oldukça etkileyici olduğunu belirtmek isterim.
Peki, Monster Boy Collection bu oyunları bir araya getirmekle kalıyor mu? Ne yazık ki, hayır. İleri – geri sarma, anlık kayıt alma, ekran çözünürlüğü ve tuş dizimini değiştirme gibi basit özellikler dışında sunulan pek bir yenilik yok. Bu unsurlar, çağdaş her toplama paketi için standart özelliklerdir. İçeriğindeki artwork galerisi sınırlı ve bazı oyunların versiyonları ile galeri kapaklarının uyuşmadığı görülmektedir. Haliyle bu paket, modern emülatörlerden farksız bir içerik sunuyor.
Oyunlar, zamanında keyifli bir deneyim sunsa da, günümüzde yeni nesil oyuncuları çekmekte yetersiz kalıyor. Özellikle Wonder Boy 3: The Dragon’s Trap gibi günümüz oyuncularını bile etkileyebilecek tek oyunun burada mevcut olmaması oldukça üzücü. Bu durumda, yalnızca retro oyun tutkunları ve serinin hayranları için bir çekicilik oluşturabiliyor. O yıl tüm oyunları kapsayan Wonder Boy Anniversary Collection’ın çıkacağını düşünürsek, bu durum daha da muallak hale geliyor.
