Son dönemlerde oyunlarda yapay zeka gündemden düşmüyor. Evet, doğru duydunuz! Sadece oyun değil, gerçek hayatımızda bile zeka testleri geçemeyen arkadaşlarımızın yapay zekaya özenmeye başladığı bir dönemdeyiz. Oyun dünyasında herkesin gözünde birer Einstein gibi parlamaya çalışan bu yapay zekalarla ilgili birçok tartışma var. Hatta Elon Musk, Grok’un yakın zamanda bir oyun üretebileceğini söyledi, ne kadar da cesur! Ama oyunu daha fazla tartışmadan şunu da unutmamak gerek: Her ne kadar şık bir idea olsa da, EA, çalışanlarına yapay zeka kullanımını zorunlu hale getirdiğinde, arka planda bir şeylerin döndüğüne iman etmeye başlıyoruz.
Derken, Take-Two CEO’su Strauss Zelnick devreye giriyor ve yapay zekaya böyle bir eğilim sergileyenler için buz gibi su gibi bir soğutma etkisi yaratıyor. Zelnick, Grand Theft Auto gibi sürükleyici oyunların geliştirilmesinde yapay zekanın yalnızca marjinal etkileri olacağına inandığını söylüyor. Bunun arkasında yatan iki temel neden var: İlk olarak, yaratıcı düşüncenin yapay zeka tarafından taklit edilemeyeceği gerçeği, ikinci olarak ise telif hakları sorunları ve yapay zekanın geriye dönük yapısı. Bu sebepler, projelerin ortasında yapılan ambargo girişimleri gibi, en büyük engellerden biri! Çılgın değil mi? Yani sanırım yapay zeka oyun geçmişini tekrar yazmaya çalıştığında, bizden alacağı tek şey “kopyala-yapıştır” yeteneği olacak.
Her ne kadar bu durumlar aşıldığında, Zelnick hâlâ yapay zekanın oyun oluşturabileceğine inanmıyor. Hatta yaptığı yorumda şunu da ekliyor: “Yapay zeka, büyük veri kümelerine ve geçmiş bilgilere dayanır. O yüzden sadece yapay zeka ile yapılmış bir oyun, ancak ‘taklit bir iş’ olarak ortaya çıkabilir.” Bu da demek oluyor ki, GTA’nın yapay zeka tarafından üretilmiş versiyonunu görmeyeceğimizin garantisini veriyor. Gözümüz aydın, çünkü kimse taklit bir işten mutlu olmaz! Bu işten sadece favori film repliklerimizi süsleyen şablon oyunlar çıkacaksa, o zaman neden bir kahve alıp bu oyun talihsizliklerini izlemiyoruz ki?
Sonuç olarak, oyun dünyasında yapay zeka bir trend olarak parlayabilir; fakat onun peşinde koşarken gözlerimizi açmamız gerektiği gerçeği de apaçık ortada. Şimdilik yaratıcı fikirler insana özgü kalacak ve biz de bu yaratıcı insanların ruhunu taşıyan oyun dünyasına olan sevgimizi sergilemeye devam edeceğiz. Oyunlar, kullandığımız dokunuşlarla hayat bulacak ve bu da her zaman insan aklının öngörüsüdür. Yapay zeka bir gün elbette ki daha fazla söz sahibi olacaktır; ama o zamana kadar, yaratıcılığın kaynağının insan olduğunu unutmamak gerek. Sağlıklı oyunlar!