Sniper Elite serisi ile olan benim özel bağım gerçekten derin. Keskin nişancılığa duyduğum hayranlık, savaşın karmaşasından uzak kalmayı ve hedeflerimi uzaktan vurabilmeyi arzulamakla birleşiyor. Her türlü shooter oyununda tercih ettiğim strateji, kalabalığın kaosuna kapılmadan, sessizce avlanmak. Sniper Elite oyunları bu noktada beklentilerimi hep karşılıyor. Ne eksik ne fazla! Birkaç yıl önce Sniper Elite 5’i oynarken de benzer bir tatmin duygusu yaşamıştım; Resistance ile de yine çok keyif aldım. Tamamlamaktan kastediyorum hikaye modunu, zira çok oyunculu bölümde keşfedilecek çok şey var.
İkinci Cihan Harbi Hiç Bu Kadar Kolay Olmamıştı
Hikaye, pek çok İkinci Dünya Savaşı oyununun işlediği gibi işgal altındaki Fransa’da başlıyor. Oyun, yalnızca sanal dünyada görebildiğimiz “muhteşem” direniş ekipleri ile dolup taşıyor. Londra’dan gelen emirlerle devreye giren Harry Hawker, tek başına devasa bir operasyon yürütmeye başlıyor. Aynı zamanda, serinin diğer karakteri Karl’ın Operation Kraken ile sürükleyici mücadelesi de devam ediyor. Bizim ise Nazi projeleri üzerindeki duruşumuz, D-Day’in seyrini değiştirecek türden. Daha önce tahmin edilebileceği üzere, Nazi bilim insanları yeni bir biyolojik silah geliştirdi ve bu silahı D-Day’i engellemek için kullanmayı planlıyor. Ama elbette bu durumu tek başına haliyle Harry çözüyor; o da 500 metreden sinek avlayabilecek yeteneklere sahip bir keskin nişancı. Durum böyle olunca, tek başımıza büyük Nazi kamplarına rahatça girebiliyor ve işimizi hallediyoruz.
Sniper Elite Yapay Zekası ile Terminatör Korkumu Yendim
Sniper Elite 5 ile Resistance arasında fazla bir fark yok aslında. Hatta Resistance, biraz DLC gibi hissettirdi. Görsellik daha iyi ve haritalar geçmişteki gibi farklı, ama yeni bir deneyim sunma konusunda bende pek bir etki bırakmıyor. Esasen 5’i çok sevmekten ötürü Resistance’da aynı şekilde keyif aldım. Ancak oyundaki yapay zeka gerçekten komik. Gizlilik odaklı bir deneyim sunduğundan, doğrudan yapay zekanın kaprislerine maruz kalıyorsunuz. Zorluk ayarlarını kişiselleştirmek mümkün ama bu, her durumda yeterli gelmiyor. Örneğin, 300 metrede yanındaki arkadaşının kafası patlayan bir askerin neden siper almadan koşturduğunu ya da bilim adamının mermilerle dolu bir kampın ortasında nasıl korumasız dolaşabildiğini düşündüğümde, bu sorular bolca aklımda dönüyor. Yapay zekanın yanı sıra, karakter animasyonları ve görünmez duvarlar beni en çok hayal kırıklığına uğratan unsurlar oldu. Sniper Elite 5’te de bu konularda sorun yaşamıştım. Bir tümsekten aşağı inemeyen ama düz duvarlardaki sarmaşıklara tırmanabilen bir karakterim var. Keskin nişancılık için gerekli açılara ulaşmakta bile sıkıntı çektiğim anlar yaşadım. Gerçekten de özgürlük kısıtlaması hissiyle mücadele ederken, elimdeki imkanlarla çok fazla şey başarmaya çalıştım.
Bu Benzersiz Vuruş Hissine Asla Hayır Diyemiyorum Doğrusu
Sniper Elite’in ikonik vuruş hissiyatı yine olağanüstü bir tatmin sunuyor. Bu oyunu tercih etmemin başlıca nedeni, o merminin ağır çekimde düşmanın gözünü, ciğerini ya da dişlerini hedef alması. 300 metre ve daha uzak mesafelerdeki düşmanların başına nişan alırken, merminin düşüşünü izlemek ve duyduğum “şlok” sesi gerçekten harika bir müzik gibi geliyor. Ama bir gariplik var ki, yaralı düşmanlardan öldürmeden bonus tecrübe puanı alıyoruz. O hissiyatı yaşamak varken ek deneyim puanlarını nedene almak istediğimi merak ediyorum. Eğer düşmanlar hayatta kalabiliyorsa bir şey diyemem. Oyunda haritaya uzaktan başlayan, çatılarda temizlik yapma aşaması oldukça sınırlı. Genelde hatlar arasında girip çıkmalıyız. Ancak Resistance, başlangıçta 20 farklı hedefle 20 mermiyi entegre etme fırsatını sunarak benim gibi avcılar için harika bir durum oluşturuyor. Ana görevlerde, Nazilerin aldatıcı planlarını düşünmek yerine, peşinden koşup kafalara nişan alarak heyecan dolu anlar yaşıyorum. Yakın dövüşü ise yapay zeka eksikliğinden dolayı pek beğenmiyorum; yine de subayları ortadan kaldırmak istediğim anlar oluyor.
Sniper’ın Hakkından Sniper Gelir
Sniper Elite 5 ile hayatımıza giren çatışma modu, diğer oyuncuları avlayabileceğimiz bir deneyim sundu. Resistance’da da bu özellik aynen var. Çok oyunculu mod, dünyanın dört bir yanından en iyi keskin nişancılarla çatışmalara açık. Özellikle online kısımda, alıştıktan sonra aldığınız zevk başka hiçbir oyunda yok. Sadece sniper karşı sniper oynayıp eşit şartlar altında mücadele etmenin tadı çok farklı. Özetle, Sniper Elite: Resistance tam olarak beklediğim deneyimi sundu. Beşinci oyunun üstüne pek bir şey eklememiş olmaları hayal kırıklığı yol açıyor. Yine de silah çeşitliliği ve özelleştirilebilirlik tatmin edici seviyede. Yapay zeka konusundaki dengeyi sağlayabilselerdi, oyun mükemmel olurdu. Bu oyunun Game Pass’e ilk gün gelmesi büyük bir şans. Beşinci oyunun bir eklentisi gibi görüldüğünden, tam fiyatla satın almayı pek tavsiye etmem. Ancak koleksiyonunuzda çeşitli dünyayı kurtarma görevleri bulundurmak istiyorsanız iyi bir indirimde denemeyi düşünebilirsiniz.