Kart Koleksiyonculuğu: 3 Milyon Dolarlık Kart Satışı ve Anılar

Kendini koleksiyoncu olarak nitelendiren biriyim ve bu kelimeyi duyduğumda aklıma hemen eski günlerde bakkaldan aldığım şeker paketi kartları gelir. Bir zamanlar bu kartlar benim için o kadar kıymetliydi ki, sanki altın madeninden çıkmış gibi hissederdim. İlgimi çeken her şeyi toplamayı seviyorum, ama öyle görünüyor ki “kart” işine bir türlü giremedim. Evet, doğru duydunuz! Kart koleksiyoncuğuna başlayacağım diye yola çıktım ama, ”nereye gideceğim?” diye hâlâ yolculuk yapıyorum. Çok sevgili arkadaşlarımın bana yolladığı birkaç NBA oyuncusu kartı dışında, bu işe pek anlam veremediğimi söylemek zorundayım. Çağrı yap, selam gönder fakat kart hakkında konuşma, ne biçim koleksiyoncuyum ben böyle!

Fakat biliyorum ki, dünyanın geri kalanının benden daha farklı düşündüğünü anlıyorum. Hatta geçtiğimiz günlerde dudak uçuklatan bir kart alışverişi gerçekleşti. Yani düşünsene, sokakta yürürken yanından geçtiğin bir dükkan, 3 milyon dolara kart satıyor! Pristine Collectibles’ın sahibi olan Adam Cai, Magic: The Gathering’in en özel kartlarından biri olan Alpha Black Lotus‘u tam tamına 3 milyon dolar karşılığında sattı. Az mı? Bir kart için ödenen bu fiyat, bitkisel hayvanlara benzemekten başka bir şey değil. Hatırlarsa bir zamanlar, çocukken bir torba cips alabilmek için haftalarca harçlığımı biriktiriyordum, şimdi ise bir kart bir araba fiyatına!

Adam Cai bu karışıklığı yaptığı için sanırım biraz anksiyete yaşamıştır. Bu aşırı büyük bir işlem, sonuçta! Aynı zamanda, açıklama da kartları değerlendiren ve bir satış sitesinden, yani PWCC’den izin alınarak yapılmış. Yani bu işin içinde yasal bir zemin var, yoksa kartların nasıl bu kadar değerli olduğu benim aklımı karıştırıyor. Düşünsenize, kart satışı yapılan Certified Guaranty Company (CGC) resmi sitesi üzerinden duyuruldu. Ah, ne tam bir profesyonellik! Ama gerçek şu ki, CGC tarafından 10 notu alan Alpha Black Lotus, 3 milyon dolara satılarak mağaza etiketine sahip en pahalı Magic: The Gathering kartı olmayı başardı. Gökyüzüyle aynı, kart ile gökyüzü arasında bir ilişki kurmaya çalışyorsanız bu biraz fazla komik, değil mi?

Alışverişin kripto paralar üzerinden gerçekleştiği söyleniyor. Bir cep telefonunun ekranını kaydırarak, “Bana 3 milyon dolara bu kartı al” demek… Yani sizce bu nasıl bir şey? Ya da aslında bu işlerin bu kadar geliştiği çağda, benim küçük NBA kartlarımın tozlanmaya mahkum olduğunu mu söyleyorsunuz? Korkunç bir durumda mıyım? Her neyse, bu işte bir şeyler yanlış gitmiş olmalı ya da belki yalnızca ben kartlarımı sevmekle kalmam gerektiğini düşünüyorum. Sadece cüzdanıma değil, ruhuma da bir miktar kart gerekli. Kendinizi beş yaşında bir çocuk gibi hissediyorsanız, hemen kart şarkısını söyleyin; çünkü kart koleksiyonu yapmak, bazen en eğlenceli anların başlangıcıdır!