The Witcher: Geralt’ın Ayrılığı ve Yeni Dönem Üzerine Düşünceler

Bir zamanlar, The Witcher dizisi adı geçtiğinde insanlar adeta büyülenir, heyecan dolu yüzlerde ışıklar yanardı. Ancak şu günlerde, dizi ile ilgili gelen haberler, zevksiz bir lahana çorbası tadında. Neden mi? Dizi ilk sezon sonrasında ciddi bir kan kaybına uğradı! İlk başlarda bolca şamatalar, dövüş sahneleri ve ilginç kurgu ile karşımıza çıkan yapım, işin içine biraz oportünizm katınca, izleyicilerin gözünde bir “ne oluyor böyle?” durumuna dönüştü. Henry Cavill’in üçüncü sezonun ardından Geralt rolünü bırakması ise tam anlamıyla bir “sonun başlangıcı” gibiydi. Geralt, sanki bir akşam barda çok fazla içip sabah kalktığında bu dünyadan çoktan gitmiş gibi hissettirdi bizlere. Bu noktada en büyük sorun, izleyenlerin bu değişiklikleri ne kadar kabullendiği! Diziye özlem çekenler, artık sadece eski fragmanlara bakarak nostalji yapmaktadır. İşte o noktada, gözyaşlarımızı silip “bu ne anlama geliyor?” diye sormazsak, her şey çok sıradanlaşacak!

Netflix, dizinin dördüncü sezonunun yapımına geçtiğini duyurduğunda, birçok hayran yüzünü buruşturmuştu. “Nasılsa bu sezon da biter,” düşüncesiyle diziye yaklaşanlar; dördüncü sezonun bitmesinin ardından gelen beşinci sezon ve onun ardındaki final haberi ile ayrıca hayal kırıklığına uğradı. Hadi artık hayal kurmanın anlamı kalmadı. Tabii, Laurent Schmidt Hissrich’in dizinin finalinin epik ve tatmin edici olacağına dair verdiği sözler, “epik” olanların genelde hayal kırıklığı ile sonuçlandığı düşünüldüğünde biraz gülümsemeye neden oluyor. Hissediyorum ki, dizinin son sezonu, bir çok izleyiciyi laneti olan “neredeyse” kelimesi ile dolduracak. “Tamam bitti, ama ya bu karakter, ya da şu karakter…”. Hatta belki sonunda cilt cilt kitaplarda gizli kalan sonlara yönelme fırsatı vereceklerdir.

Dizinin dördüncü sezonunda Geralt rolünde Liam Hemsworth’u izleyeceğiz. Işte bu ciddi bir değişim! Hemsworth fazla yakışıklı, fazlasıyla sade bir şirinlikte! Acaba Geralt’ın “baban o değil!” tarzındaki ikonik sahneleri nasıl geçirecek? Başka bir deyişle, Hemsworth’un kendi kendine “ben Geralt değilim, ama Geralt’ım” derken aklında kılıç da taşıyor olmalı. Bunun yanı sıra, kadroya katılan Laurence Fishburne, “Morpheus” olarak bilinir, şimdi de Regis rolüyle izleyicileri büyülemeye çalışacak. Yani kısaca, karakterlerimiz arasında bir Morpheus ve Geralt karışımı meydana gelecek. “Kılıcımı nasıl tutacağım, bazen rüyalar mıyım?” sorularıyla boğuştukları bol sahneler bizi bekliyor.

Özetle, The Witcher‘ın yeni sezonları, geçtiğimiz sezonlardaki hüzünlü oyunculuklar ve yetersiz senaryolarla dolu olacak gibi görünüyor. Neyse ki, “güzel hayaller ve hoş hatıralar” özlemimizi doyurmaya yeter. Umarım Lauren Schmidt Hissrich, “Epic” olanı yapar da belki bir gün nostaljik tınıların yankılanmasına sebep olur. Fakat eğer öyle olmazsa, en azından eski fragmanları izleyip zamanında güzel hayaller kurmaya devam edeceğiz. “İyi yolculuklar, Geralt!” demekten başka çaremiz yok!